30 Nisan 2008 Çarşamba

İç Ve Dış Pazar Dengede Olmalı

İhracat departmanları şirketler için hem risklerin dağıtılması için bir araç, hem de yurt dışındaki değişimlerle ve yeniliklerle ilgili fikirler veren penceredir. İhracat departmanları bu nedenle gereklidir.

İhracat departmanları şirketler için hem risklerin dağıtılması için bir araç, hem de yurt dışındaki değişimlerle ve yeniliklerle ilgili fikirler veren penceredir. İhracat departmanları bu nedenle gereklidir.

Çok daha önce gerçekleştirmeyi düşündüğümüz bu röportajı Senar Hanım’ın iş yoğunluğu nedeniyle bu sayımızda gerçekleştirdik. Senar Canan Kayaoğlu, on yıl gibi uzun bir zamandan beri boru sektöründe hizmet veriyor. Beş yıldır da Vesbo’da görev yapıyor. İlkin ailesi şaşırmış boru sektörüne girdiğinde ve ardından arkadaşları inceden espriler yapmışlar. Senar Canan Kayaoğlu şimdi Vesbo’nun Dış Ticaret Müdürü. Vesbo’nun Dış Ticaret Müdürü Senar Canan Kayaoğlu ile boru sektöründeki ihracatı, yurt dışı pazarları konuştuk.

Boru sektöründe bir bayan olarak karşılaştığınız problemler oluyor mu?

İlk olarak ailem şaşırmıştı, “Sen boru işiyle mi uğraşacaksın” dediler. Hatta arkadaş çevremde de espri konusu olmuştu ama zamanla herkes alıştı.

Bizim sektörümüzle bayanlar uyuşmuyor aslında, ama bunun da avantajları var tabi. İlk işe başladığımda tesisatçılara onların işiyle ilgili bilgiler vermeye kalkınca şaşırıyorlardı. Hatta bakalım neler biliyor da bize öğretecek gibisinden ifadelerle de karşılaştım ama işi onlar kadar bildiğinizi ve hatta onların bilmediği teknik noktaları da gösterdiğinizde onların onların saygısını kazanıyorsunuz. İlginç olaylar da olmuyor değil. Avrupa’da değil de özellikle Arap ülkelerinde sizi gördükleri zaman şaşırıyorlar, çünkü boru işiyle uğraşan bir bayan onlara farklı geliyor.”

Üretici firmalardaki ihracat departmanının öneminden bahseder misiniz?

“Bir kurumun ihracat departmanı şirkete iç pazardaki sıcak paranın yanı sıra piyasada yaşanan kriz dönemlerinde veya ihtiyaç duyulduğunda gerekli olacak nakit girişini sağlayan bir birimdir. 4 -5 sene öncesine kadar Türkiye’de ekonomi çok stabil bir seyir izlemiyordu. Ekonomideki dalgalanmalar şirketlerin nakit akışlarını olumsuz etkileyen faktördü. İşte bu dönemde şirketler sıcak para kaynağı bulabilmek için dış pazarlara yani ihracata yöneldiler. Aslında biz boru işiyle uğraşan ve üretim yapan şirketler olarak ihracatta çok büyük bir geçmişe sahip değiliz. Boru ihracatı ciddi olarak son 6 -7 yıldır Türkiye’de gerçekleşmekte. Ben 1996 yılından bu yana bu sektörün içindeyim. Sektöre ilk girdiğim şirkette boru ihracatı yok denecek kadar azdı ve sadece bir ülkeye ihracat yapılıyordu. Bu konunun üzerinde yoğun çaba harcayarak yeni pazarlar edindik. Tabi yıllar geçtikçe emeğimizin karşılığını almaya başladık. Dolayısıyla ihracat departmanları şirketler için hem risklerin dağıtılması hem de yurt dışındaki değişimlerle ve yeniliklerle ilgili fikirler veren penceredir.

Ancak bu durum sırf ihracat yapalım düşüncesiyle hareket edilmesi anlamına gelmemeli. Bir kurumun hem iç pazarı hem de dış pazarı dengeli olmalı. Bu o anki pazar durumuna göre %60 ile %40 oranlarında değişebilir. Bu yüzdenin fazla açılmamasında fayda var. İç pazardaki satış politikalarıyla vadelerle paranın değeriyle, yurt dışından gelecek dövizin şirket ihtiyaçlarını karşılama durumu çok fark edebilir o yüzden şirket olarak ikisinden biri tercih etme durumunda kalabilirsiniz. Örneğin Türkiye’de boru sektöründe yapılan iç satışlar 5 -6 hatta 12 ay vadeli yapılırken, ihracatta 3 - 4 ay vade oluyor. Firmamızdaki ihracat departmanı 5 senedir faaliyette. Beş sene içerisinde büyük aşamalar kaydettik. İlk işe başladığımızda Novaplast’ın ihracatı yine vardı. Fakat biz, ihracat yaptığımız ülkelerin sayısını arttırdık. Her pazara hitap eden, iç ve dış pazarda eşit satışlar yapar duruma geldik. Gelecek seneler için ihracatta önemli bir artışlar hedefliyoruz.

İç pazarda mı çalışmak daha avantajlı yoksa dış pazarlarda mı?

İç pazarında dış pazarında kendisine göre avantaj ve dezavantajları var. Ben işin kişisel becerilerle bir yön kazandığını düşünüyorum. Siz kendinizi en güzel hangi pazara kanalize edebiliyorsanız o yönde daha çok ilerleyebilirsiniz. Biz genç bir ekibiz düşünceler genelde aynı paralelde oluyor. Hedefi de ortak koyduğunuz zaman sadece herkesin üzerine düşeni yapması kalıyor.”

Yurt dışından size iletilen yeni ürün taleplerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Biz yurtdışında ana bayilik olarak çalışıyoruz. Bir veya iki ana bayi ve bunların alt bayileri oluyor. Bu alt bayilere istekler ulaşıyor ve bize de ana bayiler vasıtasıyla bildiriliyor. Biz de bu ürün isteğini araştırıyoruz. Kaç ülkede talep ediliyor, o ülkedeki satış ciroları ve bu ürünün yurtiçi piyasalarda satılıp satılamayacağını da araştırıp o şekilde yeni üretime geçiyoruz ve bunları da öncelik sırasına göre alıyoruz. Üretime de en çok istenen üründen başlıyoruz.”

Avrupa’nın hatta dünyanın Türkiye’deki boru sektörüne bakış açısı nasıl?

“Türkiye son 6 -7 yıl içerisinde boru ihracatında büyük atılımlar yaptı. Eskiden kötü denilen Türk boru üretimi büyük yol katetti ve imajı iyi yönde değişti, bizim VESBO olarak bu başarıda önemli bir payımız olduğunu düşünüyoruz. Bizi, yani VESBO’yu insanlar daha çok Türk malından öte kaliteli bir marka olarak biliyorlar. Kalite deyince sadece ürün kalitesiyle kalmamak lazım, ürün kalitesini servis kalitesiyle birleştirmek gerekli. Daha önceden boru sektöründe Almanya, İtalya ve
Türkiye gelirdi, biz şu an Almanlarla yarışır durumdayız. Öyle ki Avrupa ve Almanya’da üretim yapan şirketler bizden mal almaktalar.”

Sektörünüzle ilgili Türkiye’deki ihracatın durumu nedir?

“Türkiye’de ihracat çok ciddi noktalara ulaştı. Şirketler artık bilinçli ihracat yapıyorlar. Bunu da ihracatla ilgili bütün kalemleri kullanarak, bünyelerine kaliteli elemanlar alarak, prosedürleri ve devletin vermiş olduğu teşvikleri takip ederek gerçekleştiriyorlar. Eskiden körü körüne yapılan ihracat yerine düzenli ve araştırılarak ihracat yapılıyor. İhracatta devletin de payı büyük. Gerek teşvikler gerekse eğitimler ve bunların yanında da ihracat üzerine okullarda bölümler açılıyor. İhracat hem devlet tarafından hem de şirketler tarafından teşvik ediliyor.

İhracatta yaşanan problemler hakkında bilgi verir misiniz?

“Öyle gözle görülür çok büyük sorunlarımız yok. Ama örnek vermek gerekirse biz özellikle yurtdışında senede 30 civarı fuara katılıyoruz. Ve bu fuarlara devlet desteği ile katılıyoruz fakat bu destek son senelerde azalma gösteriyor. 2004 yılında devlet fuar yeri kira bedelinin %100 ünü öderken bu miktar 2005 yılında %65’e düştü. 2006 da ise %50’ye düşecek. Bu ciddi bir geri adım. Bu teşviklerin düşmesiyle ihracatla uğraşan firmaların fuarlara katılım oranı düşecektir.”
Yurtdışındaki büyük fuarları öncelikle Almanya’daki ISH fuarını değerlendirir misiniz?
ISH fuarı eskisi gibi rağbet görmüyor, gelen ziyaretçi eskisi gibi renkli değil. Almanya’ya sadece çevre ülkelerden insanlar ve tabii ki Almanlar geliyor. Biz ilk 2001 senesinde katılmıştık, o sene Arap Ülkelerinden, Rusya’dan ve Uzakdoğu’dan çok çeşitli bir ziyaretçi yelpazesi vardı. Fuar çok yoğun geçerdi. 2003’debu oran yarı yarıya düştü. Bu sene de oldukça sönük geçti. Bu belki de Almanların aldığı yaptırım kararlarından veya artık insanların Almanya yerine Türkiye’ye gelmesinden kaynaklanıyor. Biz Türkiye’deki fuarlara da katılıyoruz. Türkiye coğrafi konumu nedeniyle daha çok ziyaretçi çekiyor. Şirketler artık Almanya’ya gitme ihtiyacı duymuyorlar. Bu fuarın muadili olan İtalya fuarı ise ciddi anlamda kan kaybetti. Türkiye fuarının İtalya’nın yerini aldığını kesin söyleyebiliriz.”

Eklemek istediğiniz konu var mı?

“Son olarak daha önceden de bahsetmiş olduğum ürün ve servis kalitesine tekrar değinmek istiyorum. Servis kalitesi ihracatta çok önemli bir faktör.

Servis kalitesi insanın oluşturmuş olduğu bir değerdir. Yani ihracatta çalışanların çok büyük etkisi vardır. Zira asıl kaynak insandır. Dolayısı ile çalıştığınız ekibin aldığınız sonuçlarda çok büyük etkisi vardır. Bu ekipteki insanların kalitesi sizin kalitenizi ve servis kalitesini ortaya koyar. Bizim hem departman olarak hem de firma olarak birlikte çalıştığımız ekibimiz çok kaliteli ve profesyonel kişilerden oluşuyor. Kaliteli insan faktörü de elbette işlerimizi olumlu yönde etkiliyor.”