4 Aralık 2006 Pazartesi

Vesbo Turquality Programında


Dünyanın devlet destekli ilk ve tek markalaşma programı Turquality Destek Programı, hazır giyim ve tekstilin yanı sıra beyaz eşya, kuyumculuk-mücevher, gıda, elektronik sektörlerini de içine alacak şekilde toplam 33 firmayı destek kapsamına aldı. Destek kapsamına giren markalar, düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı. Hizmet, turizm ve iletişim gibi sektörlerin hariç tutulduğu sadece somut tüketim ürünü ortaya koyan firmalara verilen Turquailty toplantısında konuşan Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, 2004 Kasım ayında başlattıkları çalışmada ilk olarak öncü sektörlerle hareket ettiklerini, daha sonra tekstil ve konfeksiyonun yanı sıra diğer sektörleri de destekleme imkânı olduğunu gördüklerini kaydetti. Amaçlarının 10 yıl içinde 10 dünya markası yaratmak olduğunu ifade eden Tüzmen, "Program, diğer sektörleri de geliştirmek üzere yoluna devam ediyor. Firmaların hem üretimde hem pazarlamada hem de yönetimde yenilenmesini sağlıyoruz" dedi.

55'ine 22.5 milyon dolar

Bakan Kürşad Tüzmen, şunları kaydetti: "2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşabilmek için bu markalarımızla bütün dünya pazarlarında en iyi şekilde satışlarımızı sağlamamız lazım. Böylesine tarihi bir toplantıda fikir babalığı yaptığımız Turquality'nin bugünlere gelmesinde emeği geçen bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Artık kurumsallaşmış bir Turquality var karşımızda..."

Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracat Genel Müdür Yardımcısı ve Turquality Çalışma Grubu Başkanı Ziya Altunyaldız da konuşmasında, Türkiye'den dünyaya küresel markalar ihraç etmek istediklerini söyledi. Programın bütçesine ilişkin gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Altunyaldız, bütçenin Destekleme Fiyat İstikrar Fonu'ndan ayrılan paradan oluştuğunu belirtti. Geçen yıl 350 milyon YTL bütçeleri olduğunu, 2007 bütçesinin 400 milyon YTL'nin (yaklaşık 280 milyon dolar) üzerinde olmasını beklediklerini ifade eden Altunyaldız, marka programı ve Turquality'den toplam 55 firmaya üç yılda 22.5 milyon dolarlık kaynak aktardıklarını söyledi.
Bu kaynakların bağış şeklinde olduğunu, programa ayrılan bütçede bugüne kadar sıkıntı yaşamadıklarını söyleyen Altunyaldız, önümüzdeki iki-üç yıl içinde kaynakların yıllık ihracatın yüzde biri nispetinde aktarılması gibi bir çalışma bulunduğunu, önümüzdeki dönemde programla ilgili ciddi harcamalar olacağını düşündüğünü kaydetti.

Destek beş yıla çıkarıldı

Türkiye'nin rekabet avantajını elinde bulundurduğu ve markalaşma potansiyeli olan ürün gruplarına sahip 33 firmaya, üretimlerinden pazarlamalarına, satışlarından satış sonrası hizmetlerine kadar bütün süreçleri kapsayacak şekilde yönetsel bilgi birikimi, kurumsallaşma ve gelişimlerini sağlamak amacıyla finansal destek sağlanacak. Bugüne kadar 15 firma ve üç tasarımcıya markalaşma yolunda 10 milyon dolar tutarında finansman sağlayan Turquality, geçen dönemde firmaların yurtdışında markalaşma için yaptığı 1 milyon dolara kadar olan harcamalarının yüzde 50'sini karşılarken, bundan böyle üst limit olmaksızın firmaların yaptığı harcama tutarının yüzde 50'sini ödeyecek. Firmaların finansal desteğin yanı sıra eğitim ve stratejik danışmanlık ihtiyaçları da karşılanırken, destek programında kalma süresi de dört yıldan beş yıla çıkarıldı. Turquality'de bu işler için yıllık bütçeden 35 milyon dolar da firmalara verilen nakdi desteğin dışında ayrılmış durumda.

Marka desteğe girenler


Turquality destek programı kapsamına giremeyip Marka Destek Programı'ndan yararlanan firmalar da en fazla dört yıl kalabilecekleri bu programda belirli limitler dahilinde yaptıkları harcamaların yüzde 50'sini programdan karşılayabilecek. Ancak firmalar, altı ay sonra bu kriterleri karşılar hale geldiğinde tekrar Turquality Destek Programı'na müracaat edebilecekler.

Deloitte danışman oldu

Turquality, yönetim danışmanlığı konusunda Deloitte'dan danışmanlık desteği alıyor. Turquality, markalaşma ve stratejik pazarlama konusunda Trout&Partners firmasıyla iş ortağı olarak çalışırken, Koç ve Sabancı üniversitelerinden yönetici geliştirme programları oluşturulması için destek alıyor. Werner International'dan tekstil ve hazır giyim sektörüne yönelik üretim ve ürün kalitesi odaklı danışmanlık alan Turquality'ye, AC Nielsen pazar istihbaratı konusunda danışmanlık veriyor.

Altı firma liste dışı

Turquality Çalışma Grubu Başkanı Ziya Altunyaldız, "Program üç aşamadan oluşuyor. Havuzdaki 61 firmadan ikisi ofis-mağaza destek programı aldı. 33'ü Turquality programına geçti, geri kalanlar marka programında kaldı" dedi. Altunyaldız, daha önce Turquality kapsamında olan 15 firmadan Sarar, Ramsey ve İpekyol, Derri (DSD), Colin's (Eroğlu), LTB (Çak Tekstil), Damat-Tween (Orka Tekstil) ve Network (Altınyıldız) olmak üzere sekiz markanın bu dönemde de Turquality'nin destek kapsamında olduğunu, daha önce Turquality kapsamında olan Mercek Holding, Polo Giyim, Bilsar Tekstil, Esas Tekstil, Harmanlı Deri ve Mithat Giyim'in bu kapsamdan çıkarak marka programa geçtiklerini ve ikinci aşamada destek aldıklarını belirtti.

Mavi ve Ülker sırada

Arçelik ve Beko'nun henüz müracaatları olmamasına karşın programa ilgisinin olduğunu ifade eden Altunyaldız, "Mavi müracaat etti. Ülker süreci devam ediyor. Türkiye'de bu program dışında olacak marka yok" dedi. Turquality'nin destek kapsamına aldığı markalar; Alix Avien, Atasay, BGN, Bossa, Colin's, Cross Jeanswear Company, Damat-Tween, Derri, Desa, Duru, Eca, Efes, Eti, Gilan İstanbul, Goldaş, Hamam, Hidromek, İpekyol, Jimmy Key, Koton, LTB, Network, Ozti, Pınar, Ramsey, Sarar, Serel, Şölen, Taç, Temsa, Vesbo, Vestel ve Zen'den oluşuyor. Daha önce Turquality alan firmalar; Altınyıldız, Bilsar Tekstil, Çak Tekstil, DSD Deri, Eroğlu Giyim, Esas Tekstil, Harmanlı Deri, İpekyol, Mercek Holding, Mithat Giyim, Orka, Pasha Deri, Polo Giyim, Ramsey ve Sarar'dı.

Radikal

1 Temmuz 2006 Cumartesi

Kayaoğlu, ‘Yılın Başarılı İşkadını’ seçildi

Dünya Gazetesi tarafından düzenlenmekte olan geleneksel ‘Yılın Başarılı İşkadınları’ yarışması sonuçlandı, ödüller geçtiğimiz günlerde yapılan bir törenle sahiplerini buldu. Değişik sektörlerde ve illerde Türk kadınının adını duyuran, gösterdiği performansla kariyer yaratan, yaptığı işle meslektaşlarından ayırt edilen, düşlerini gerçeğe dönüştüren, proje üreten iş kadınları ödüllendirildi.

“Ambalaj ve Plastik” alanında Vesbo’da yaptığı başarılı çalışmalarından ötürü Vesbo Dış Ticaret Müdürü Senar Kayaoğlu ödüle layık görüldü. Kayaoğlu 2002 yılından beri Vesbo’da çalışıyor. Vesbo ürünleri, bugün Almanya, Çin ve Singapur’da bulunan ofisleri Ortadoğu, Uzakdoğu, Batı ve Doğu Avrupa, Güney Amerika, Afrika’daki yaygın distribütör ağı ile 56 ülkede satılıyor.

Kobiefor

8 Haziran 2006 Perşembe

2 Haziran 2006 Cuma

Vesbo Turquality Programına Girdi

Dünyanın ilk ve tek marka geliştirme programı, TURQUALITY hedef büyüttü. Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen`in katılımıyla gerçekleşen toplantıda hazır giyim, beyaz eşya, kuyummücevher, gıda, elektronik sektörlerinde faaliyet gösteren toplam 33 firma, Turkquality destek programına alındı.

`Bugünün Türk markaları, yarının Dünya markaları` vizyonuyla ilk devlet destekli marka geliştirme programı TURKQUALITY,15 firma ile 3 tasarımcıya destek vererek başladı. Bundan böyle, markalaşma potansiyeline sahip tüm sektörlere yatırım yapmaya karar vererek, desteklediği şirket sayısını arttırdı.

22,5 MİLYON $ DESTEK

Programın açılış konuşmasını yapan TURQUALITY Çalışma Grubu Başkanı Ziya Altunyaldız, `Program üç aşamadan oluşuyor. Havuzdaki 61 firmadan 2`si ofis-mağaza destek programı aldı. 33`ü Turquality programına geçti, geri kalanlar marka programında kaldı` dedi. Geçen yıl 350 milyon YTL bütçeleri olduğunu, 2007 bütçesinin 400 milyon YTL`nin üzerinde olmasını beklediklerini ifade eden Altunyaldız, marka programı ve Turquality programından toplam 55 firmaya 3 yılda 22,5 milyon dolarlık kaynak aktardıklarını bildirdi.

MARKALAŞMA EĞİTİMDEN GEÇER

Türk markaları açısından gelişim katalizörü sağlamayı hedefleyen TURQUALITY Projesinin başkanlığını yürüten Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, eğitimin, çalışmanın her aşamasında gerekli ve zorunlu olacağına dikkat çekerek, `2023 yılında 500 milyar dolar ihracat yapmamız için buna mecburuz. Amacımız 10 sene içinde dünya çapında 10 tane Türk markası oluşturmak.` dedi. Bakan Tüzmen, yeni açılımda katılan yeni sektörlere başarı dileklerini sundu. Tüzmen, destekleme programı kapsamına alınan ve aralarında Vesbo, Atasay, Colins, Damat-Tween, Duru, Efes, Goldaş, Temsa, Vestel gibi markaların da bulunduğu 33 firma temsilcisine katılım belgesi verdi.

1 Haziran 2006 Perşembe

Novaplast Genel Müdürü Samet Samedi: "Ana hedef yurt içi ve yurt dışı"

Novaplast Plastik Sanayi ve Ticaret AŞ, 1992 yılında termoplastik boru ve bağlantı parçaları üreten ve satışını gerçekleştiren bir firma olarak kuruldu. 1995 yılında dış pazara açılması ile birlikte Singapur ve Çin'deki ofislerini açan firma, ilerleyen yıllarda artan talebe daha hızlı yanıt vermek amacıyla İzmit Kullar'daki yeni fabrikasına taşındı.

Novaplast AŞ'nin Vesbo markalı plastik boruyu üretmesi ile Türkiye'nin plastik boru kavramı ile tanıştığını ifade eden Novaplast Plastik San ve Tic A.Ş. Genel Müdürü Samet Samedi, kaliteli ürün arayışına en iyi şekilde yanıt veren Vesbo markalı ürünlerinin yaygınlaşması ile artan talebi karşılamak için Novaplast AŞ'nin büyüme kararı aldığını hatırlattı.

Samedi, 2004 yılında devreye soktukları yeni fabrikalarının 13 bin metrekaresi kapalı olmak üzere toplam 40 bin metrekare alan üzerine kurulduğunu anlatarak, "Novaplast 2005'e yeni fabrikası, yenilenmiş makine parkuru ve teknik donanımı ile hızlı bir başlangıç yapmıştır. 2006 yılı içinde de makine parkuruna ve araştırma geliştirme çalışmalarına yapacağımız yatırımlarla firmamızdaki sürekli gelişimi devam ettirmek yolunda ilerlemekteyiz" dedi.

Samedi, Vesbo sıhhi tesisat boruları 20 mm'den 110 mm çapa kadar olan üretimiyle farklı ihtiyaçlara cevap verebilecek kapasitede olduğuna işaret ederek, alüminyum folyolu boru üretiminin de öncülerinden olan Vesbo'nun, sıcak su ve kalorifer tesisat sistemlerinde 75 mm. çapa kadar olan üretimi ile hizmet verdiğini kaydetti. Yeni ürünleri Pex/Al/Pex Çok Katmanlı Boru'nun, metal boru ve plastik borunun avantajlarını tek bir boruda birleştirdiğini anlatan Samedi, ürünün ayrıca, mekanik dayanım, uzun süreli dayanım gibi metal borunun avantajları ile paslanmaya karşı direnç, hafiflik, esneklik ve düşük ısısal iletkenlik gibi plastik borunun avantajlarını birleştirdiğini söyledi.

"İhracattaki pazar payımızı yükseltmek istiyoruz"

Samedi, faaliyet gösterdikleri alan olan plastik borunun, boru sektörü içinde gün geçtikçe önem kazanan bir yeri olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:

"Plastiğin boru sektörüne girdiği ilk yıllardan bugünlere kadar, sektörde faaliyet gösteren firmalara bakıldığında sektörün gelişimini gözlemlememiz mümkündür. Tüm diğer sektörler gibi maalesef plastik boru sektörü de zaman içinde Türkiye'de yaşanan krizlerden nasibini almıştır. Bunlara rağmen özellikle son yıllarda ekonomimizde görülen canlanma inşaat sektörünü olumlu etkilemiş ve bunun yansıması olarak da plastik boru sektörü pazardaki önemini gün geçtikçe arttırmaktadır."

2006 yılı için ana hedeflerinin yurt içi ve yurt dışı satışlarını arttırmak olduğunu açıklayan Samedi, bunun yanı sıra yurt dışında faaliyet gösterdikleri ülkelerde pazarlama faaliyetlerini yoğunlaştırmak ve müşteri ilişkilerimizi kuvvetlendirmek istediklerini dile getirdi. Samedi, Vesbo markalı boru ve bağlantı parçalarının Türkiye'nin yedi bölgesinde, 3 bini aşkın satış noktasında ve yurt dışındaki ofisler ve distribütör ağı ile 50'den fazla ülkede satıldığını belirterek, şunları aktardı:

"1995 yılından itibaren ihracata ağırlık veren firmamız kriz zamanında iç piyasada oluşan boşluğu ihracat ile dengelemiş, dünya pazarlarında var olma gereğiyle pazar payımızı artırmak için yeni girişimlerde bulunmuş ve tek satışlık ihracat yerine sağlam bir servis ağı oluşturarak yurt dışında önemli bir müşteri portföyüne sahip olmuştur. Almanya, Singapur ve Çin'deki ofislerimizden ilgili bölgelere lojistik ve pazarlama desteği sayesinde Vesbo dünya pazarında sektör liderleri İtalyan ve Alman firmalarından sonra bilinen ve aranılan bir Türk markası olarak ülkemizin adını dünyaya duyurmaktadır. Ancak firmamızın öncelikli hedefi ihracat yapılan ülke sayısını arttırmak değil, ihracat yapılan ülkelerdeki pazar payını artırmaktır."

Sektörde Uzak Doğu'ya ihracat yapan ilk firmalardan biri olarak bu pazarın gelişimine katkıda bulunduklarını ifade eden Samedi, 1996 yılında şu anda halen faaliyette bulunun Singapur ofisi bölge bayileri ve distribütörlüklerin, daha etkin ve verimli bir lojistik hizmet sağlamak amacı ile açıldığını hatırlattı. Samedi, bu ofisi 1999 yılında açılan Çin ofislerinin takip ettiğini anlatarak, "Kalabalık nüfusu ve tüketim gücü göze alınırsa bölgede faaliyet gösteren ve Çin'e de ihracat yapan bir firma olarak Çin ofisimizi açmak kaçınılmaz bir gereklilik haline gelmişti" ifadelerini kullandı.

"Kalitemiz herkes tarafından biliniyor"

Novaplast AŞ olarak ürettikleri Vesbo markalı ürünlerin kalitesinin tüm yapı sektörü tarafından bilindiğini ifade eden Samedi, "Pazardaki arz fazlasına rağmen Vesbo borularına olan talep gün geçtikçe artmaktadır. Yenilikçe bir yapıya sahip olan firmamız teknolojik alandaki tüm gelişmeleri yakından takip etmektedir. Yeni ürün çalışmalarımız tüm hızıyla devam etmekte, makine parkımızın yenilenmesi ve kapasite arttırma çalışmalarımız ile ilgili olarak yoğun bir araştırma çalışması içerisindeyiz" diye konuştu.

Samedi, bina içi kullanılan ısıtma, temiz su ve atık su tesisat sistemlerine özel çözümler üreten Vesbo'nun, dünyanın önde gelen otoriteleri tarafından da onaylandığının ve sertifikalandırıldığının altını çizerek, şöyle devam etti:

"Vesbo markası ile satılan tüm ürünler uluslararası kuruluşlardan alınmış kalite belgelerine sahiptir. 1998 yılından bu yana ISO 9002 kalite belgesine sahip olan ve 2002 yılında ISO 9001 belgesi alan Vesbo, TSE ve Sağlık Bakanlığı'nın verdiği uygunluk belgelerinin yanı sıra; Almanya'dan alınan SKZ, DVGW, Hygiene-Institut, Kreis Recklinghausen kalite belgelerine, Rusya'dan alınan GOST kalite belgesine, Beyaz Rusya, Ukrayna, Letonya, Slovakya, Bulgaristan'dan alınan kalite ve hijyen uygunluk belgelerine ve Singapur, Malezya ve Çin'den alınan test raporlarına sahiptir. Konusunda uzman deneyimli mühendislerden oluşan Öretim ve Kalite Müdürlüğü'müze bağlı mühendislerimiz 24 saat üretimi kontrol altında tutmaktadır. Örettiğimiz ürünler ölçüm kontrollerinden geçtikten sonra doğal şartlara göre son derece ağır olan uzama, iç basınç, darbe, homojenlik, erime akış hızı, ısı dayanımı, sızdırmazlık, ısı çevrim dayanımı, soyulma, patlama, kül, di klora metan testlerine tabi tutulduktan sonra itina ile ambalajlanıp sizlerin satış ve kullanımına hazır hale gelmektedir."

"Sektörde rekabet tüm hızıyla sürüyor"

İnşaat sektörünün canlanmasıyla birlikte boru sektöründe, plastik boru üreticilerinin pazar paylarını artırdığına işaret eden Samedi, gelişmelere bakıldığında yaşanan rekabetin son hızıyla sürdüğünü söyledi. Samedi, demir ve galvaniz borunun döşeme ve kullanım güçlüğünün yanı sıra, artan üretim maliyetleri nedeniyle alternatif olarak piyasaya sürdükleri PP-R boruyu Türk tüketicisine tanıttıklarını ifade ederek, "Bir anlamda Türkiye'de bugün yoğun rekabet yaşanan plastik boru sektöründe öncü olduk. Bugün birçok kullanım alanında metal ve diğer başka malzemelerden yapılan borular yerini plastik borulara bırakıyorlar. Türkiye genelinde son dönemdeki doğalgaz faaliyetleri de plastik boru üreticilerinin pazar paylarını artırmalarına olanak tanıyor" açıklamasını yaptı.

Son dönemlerde gündemde yer alan mortgage sisteminin sektörde büyük bir beklenti yarattığını ve buna bağlı olarak piyasaların canlandığını anlatan Samedi, sektörün yaşadığı en önemli sorunun arz fazlası olduğunun altını çizdi. Samedi, bu fazlaya bağlı olarak yaşanan satış kaygısı nedeni ile dar ölçekli firmaların piyasaya uzun vadeli ve yüksek iskontolu mal sunmalarının işleri olumsuz etkilediğini ifade ederek, şöyle konuştu:

"Sektörde bir diğer sorun da, üretim ve kalite standardının tam olarak yerleşmemiş olması nedeni ile 'merdiven altı' diye tabir edilen firmalar ile ciddi üreticilerin karşı karşıya gelmesidir. Bu ortam, pek de adaletli olmayan bir rekabet yaşanmasına neden olmaktadır. Bu sorunun çözümünün Türkiye şartlarında ancak devletin alacağı tedbirler ve koruma yasalarından geçtiğini düşünmekteyiz. Öte yandan, Avrupa Birliği'ne üretim olarak hazır olmamıza rağmen mevzuat bazında bakıldığında maalesef sektörümüz bazı sıkıntılarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu sıkıntıların başında sınai maliyetlerimizin önemli bir kalemini oluşturan enerji girdilerimizin yüksek olması gelmektedir. Bununla birlikte, diğer sektörlerde de olduğu gibi kayıt dışı faaliyet gösteren firmalar ve diğer Türk şirketlerinin özellikle yurtdışı pazarlarda haksız rekabet yaratması da diğer öneli sorunlardandır."

Dünya İnşaat Dergisi

2 Mayıs 2006 Salı

VESBO'nun şöhreti Çin'i aştı


Novaplast Plastik Sanayi, VESBO markalı boru ve bağlantı parçalarıyla sadece Türkiye'deki 300'ü aşkın satış noktasıyla yetinmeyerek dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

Almanya, Çin ve Singapur'da ofisleri bulunun VESBO markalı ürünler 50'den fazla ülkede satılıyor. Yüzde 100 Türk markası olarak 1995'ten bu yana ihracata ağırlık verdiklerini belirten Novaplast Plastik Sanayi Genel Müdürü Dr. Samet Samedi, VESBO'nun dünya pazarındaki sektör lideri İtalya ve Alman firmalarından sonra bilinen ilk Türk markası olduğunun altını çiziyor.

Birçok üreticinin Çin mallarının piyasa girmesinden rahatsızlık duyduğunu aktaran Samedi, VESBO'nun farklı bir strateji benimsediğini ve Çin'de marka bilinirliğini oluşturduklarını açıklıyor. Uzakdoğu pazarında giren ilk plastik boru markası VESBO, şu sıralar taklitleriyle kıran kırana bir mücadele veriyor.

Samedi, Çin'de marka mücadelesi veren ve kazanan ilk ve tek Türk firması olduklarını belirtirken iddialı oldukları ürün grubunu şöyle açıklıyor: “Geniş ürün yelpazemiz bir şehrin temiz su/pis su ve altyapı/üstyapısını kuracak çeşitliliğe sahip olup sadece tesisat değil, altyapıda, su ve doğalgaz iletiminde kullanılan boru ve fittinglerde de iddialıyız.”

Novaplast Plastik Sanayi, 1992'de kurularak VESBO markasıyla termoplastik boru ve bağlantı parçalarının üretim ve satışını gerçekleştiriyor. Türkiye'de polipropilen hammaddesinden mamul temiz su boru ve bağlantıparçalarını üreten ilk firma olduklarını iddia eden Samedi, her geçe gün büyümeye devam ettiklerini 2004 Nisan ayı itibariyle üretim kapasitelerini yüzde 70 artırdıklarını açıkladı.

VESBO sıhhi tesisat boru ve fittinglerinin (bağlantı parçaları) üretiminde insan sağlığını tehdit etmeyen ve kansorejen madde içermeyen PP-R 80 Tip 3 hammaddesi kullanılıyor. Sıhhi tesisat boruları 20mm.'den110 mm çapa kadar olan üretimiyle farklı ihtiyaçlara cevap verebilecek kapasitede. Alüminyum folyolu boru üretiminin öncülerinden olan VESBO, sıcak su ve kalorifer tesisat sistemlerinde 75 mm çapa kadar olan üretimi ile hizmet verirken atık suyun kullanım alanlarından uzaklaştırılması için PVC-U atık su tesisat sistemleri, boru ve ekipmanlarını üretiyor.

KobiEfor

5 Şubat 2006 Pazar

Vesbo'nun Çin'de marka zaferi

Türk plastik tesisat borusu ve fitting ürünleri üreticisi Vesbo, Çin'de açtığı taklit davasını kazandı. Vesbo markasını kendi adıyla tescil eden firmanın aynı zamanda bayileri olduğunu söyleyen Genel Müdür Samet Samedi, Çin'e 1998 yılında ihracata başladıklarını ve ülkede inşaat sektörünün en yoğun faaliyet gösterdiği Şanghay'da 1999 yılında bayilik verdiklerini anlattı.
Vesbo markasını Çin'de tescil ettirmek için başvurduklarında, bayilerinin markayı kendi adına tescil ettiğini gördüklerini ifade eden Samedi, "Sorduğumuzda 'markayı korumak için' dediler ama Vesbo adıyla Çin'de de üretim yaptıklarını öğrendik" diye konuştu.

On yıl süreli satış hakkı

Bayilerinin markayı bırakmak için kendilerinden 10 bin dolar ve Şanghay'da on yıl süreyle satış hakkı istediğini belirten Samedi, şunları söyledi:

"Önce Şanghay'da dava açtık. Yerel mahkeme karar veremedi. Pekin'de bir üst mahkemeye taşındı. Davalar altı yıl sürdü. Sadece hukukçulara ve mahkeme masraflarına 40 bin dolar harcadık. Sonuçta da kazandık. Taklitçimize karşı şimdi de tazminat davası açtık. Kazanacağımızı düşünüyoruz."

Çin'de "If you can make it, we can fake it" (siz yaparsınız, biz taklit ederiz) deyiminin ticaret hayatında yaygın olduğuna dikkat çeken Samedi, "Çin'de ürettikleri taklit Vesbo ürünleri bizimkilere o kadar benziyordu ki; sonradan düzelttiğimiz hatalarımız bile taklitlerde aynen yer alıyordu" dedi.

Çin'de Avrupa kökenli yapı marketlerinde ürünlerini sattıklarını söyleyen Samedi, "Reklam yapıyorduk, taklitçimize yarıyordu. Artık Çin pazarında daha atak olacağız" dedi.
Çin'de geçtiğimiz günlerde ABD'li kahve dükkanları zinciri Starbucks da açtığı taklit davasını kazanarak, kendisini taklit eden şirketten 62 bin dolar tazminat almıştı.

Milliyet Ekonomi - Seçkin Ürey